Salı, Temmuz 12, 2016



Tehlikenin ne kadar farkındayız? – Büşra Erdal -Yeni Hayat Gazetesi

Gazeteciler özel kin ve garez kapsamında hedef alınıp, hapse tıkılıyor. ‘Makbul gazeteci’ sınıfından olmayanlar için durum daha zor. Değil günler ya da aylar, yıllarca hapiste kalıyorlar. Aynı gazeteciler Mehmet Baransu ve Hidayet Karaca’da olduğu gibi. Baransu, Balyoz darbe planı belgelerini haber yaptığı için 16 aydır tutuklu. Samanyolu TV Genel Müdürü Hidayet Karaca hapiste neredeyse 2 yılını dolduruyor. Şimdi onlara üçüncü isim olarak gazeteci Tarık Toros eklenmek isteniyor.
Baransu’yu haberlerinden, Karaca’yı bir dizi repliğinden tutuklayan iktidar yargısı, Toros için de şapkadan tavşan çıkarır gibi bir suç icat edivermiş. Yılların gazetecisi ‘harp okulu imamı’ oluvermiş. İzmir savcısı Okan Bato’nun soruşturma dosyasından havuz ve paralel havuz medyasına sızan iddialar böyle. Bu yeni tür savcılar sihirbaz gibi; ellerine şapka misali bir soruşturma dosyası alıp, istedikleri kişileri içine atıyorlar. Yeter ki ‘şüpheli’ yapmaya kasıt ve istek olsun, gazeteci olarak girilen o dosyalardan anında ‘imam’ olarak çıkılabiliyor. Bu hiç zor değil neticede delil soran bir sulh ceza hakimi yok! Yani yargı korkunç bir hal aldı. Hukuk, bizzat yargı mensupları ve Saray arasında rezil bir alışverişin kurbanı. Ne gazeteciler ne de vatandaşın hukuk güvencesi var. Bir gazeteci için suç bulunamayınca suç uydurma yoluna gidilmesi son örnek.
Tarık Toros’un hedef alınmasının tek gerekçesi ise gazeteciliğe ve basın özgürlüğüne sahip çıkması. İpek Medya’ya polis baskını olduğunda ekran karartılmadan önce rejiden yapılan son yayında bazı gazeteci meslektaşlarla gazeteci Toros’un hukuksuzluğa karşı duruşuna şahitlik ettik. Hem mesleğe hem de halkın haber alma özgürlüğüne sahip çıkmıştı. Saatlerce rejiden yapılan yayın, polisin kaba kuvvet uygulamasıyla kesilmişti. Tarihi bir andı. İşte o gün basın özgürlüğüne sahip çıkıp hukuksuzluğu ifşa ettiği için Toros’a düşmanlar. Ve o nedenle intikam için aptalca ve o kadar saçma bir suç uyduruyorlar. Bir gazeteci için aleni bir suç uydurma vakası var ve bu ülkede kimse güvende değil. Tehlikenin ne kadar farkındayız?
Makul şüpheye tazminat
Çivisi çıkmış yargı ülkemizde bu şekilde toplumu hedef alırken Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden (AİHM) önemli bir karar çıktı. Üstelik bizdeki Anayasa Mahkemesi uygulaması gibi 5 kişilik daireden değil. Temyiz organı olarak görev yapan ve 17 yargıçtan oluşan Büyük Daire, Petru Buzadji isimli bir kişinin Moldova’ya açtığı davada tutuklamanın geçerli gerekçelere dayalı olması gerektiğini, makul şüphe ile tutuklama yapılamayacağını söyledi. Daire, tutuklama ve tutuklamaya devam kararlarının şablon ifadelerden oluşamayacağına hükmetti. Moldova, 2 aylık hapis için 8 bin avro tazminata mahkum edildi.
Anayasamızın 90’ıncı maddesine göre Türk yargısının üstünde olan AİHM’in verdiği bu karar ile AKP’nin getirdiği ‘makul şüphe’ kavramının hukuksuzluğu netleşti. Sulh ceza hakimlerinin basmakalıp gerekçelerle tutuklama karaları artık kağıt parçası, çöp hüviyetinde. Bu kararla Baransu’nun 15 ay şablon gerekçelerle delilsiz tutuklanmasında hak ihlali görmeyen AYM’nin özgül ağırlığı da sıfırlandı. Türkiye’de makul şüphe gerekçesiyle yüzlerce insan 2 yıldan beri tutuklu. Demek oluyor ki ‘paralel’ dedikleri bu cadı avı dosyaları AİHM’den yüklü tazminatlarla dönecek. Yani ey AKP hükümeti, Rus turistleri daha iyi karşılaman lazım! Çiçek yetmez baklava börek de ikram et ki daha çok turist gelsin. Ülke ekonomisi iyi olmalı, çünkü tazminatları ödeyeceksiniz daha…
b.erdal@yenihayatgazetesi.com
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder