Çarşamba, Eylül 29, 2010

Hanefi Avcı için "bir kitap yazdı, tutuklandı" diyemeyiz, çünkü...?

Başlıktaki soruların cevabını iddianame tamamlanıp önümüze konulduğunda tam olarak anlayacağız. Ama iddianameyi göremeden, tutuklanma gerekçelerini bilmeden, Avcı’nın ve şürekası basın mensuplarının(Ruşen Çakır, Nedim Şener..) psikolojik harekatına maruz kalmış bazı “aydın”,liberal köşe yazarlarımız “avcı serbest bırakılsın” kampanyası yapıyor. Elmalar ile armutlar birbirine karıştırılıyor.



Biraz fikir yürütelim, diyelim ki, Hanefi Avcı’nın tutuklanmasını protesto eden sayın yazarlarımızın kastettiği gibi bu ülke Hammurabi kanunlarıyla idare edilen değil de Avrupa standartlarında bir hukuk devleti olsun... Bir an için öyle farz edelim. Ben en azından öyle olduğunu varsayarak fikir yürütüyorum.



“Bir hukuk devletinde bir emniyet müdürü nasıl hareket etmeli, suç örgütleriyle mesafesi nasıl olmalıdır?”



Bir emniyet müdürü, 1988 yılında DHKP-C üyeliğinden hükümlü olarak cezaevinden çıkan kişi(Necdet Kılıç) ile arkadaş oluyor. Bu kişi 2009 yılında teknik takibe alındığında Avcı’nın da o kişi ile irtibatlı olduğu, evine gittiği, ona ait bir telefon hattını kullandığı ortaya çıkıyor. Avcı, emniyet müdürü olarak konumundan dolayı arkadaşının Devrimci Karargah soruşturmasında dinlendiğini öğreniyor. Bu arada kendisinin de dinlemeye takıldığını biliyor. Arkadaşına, kendisi hakkında teknik takip yapıldığını söylüyor. Şimdi burada kamu görevlisi ve hem de emniyet müdürü olan Avcı’nın mahkeme kararı ile dinlenen ve hakkında soruşturma yürütülen bir kişiye bilgi vermesi hangi yasa maddesiyle açıklanabilir? Bu durum Avcı’nın soruşturmaya müdahalesi, delillerin karartılmasına neden olması, daha ileriye gidilebilecekken soruşturmayı akamete uğratması anlamına gelmiyor mu?



İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hakkında soruşturma yürüttüğü Devrimce Karargah örgütü bir düşünce kuruluşu mu? Ya da STK mı? Yoksa, bir komiseri şehit eden, AK Parti İstanbul il merkezine bombalı eylem yapıp bir kişinin ölümüne neden olan, Selimiye Kışlası’na havan topu atışı yapan bir terör örgütü mü?



Avcı’nın arkadaşı Kılıç’la ilgili ilginç bir ayrıntı da şöyle… Son Devrimci Karargah örgütü operasyonunda 17 kişi gözaltına alındı. 16 şüphelinin avukatları kendilerine “devrimci” diyenlerin avukatlığını yapan, her zaman Beşiktaş’taki adliyede gördüğümüz kişilerdi. Ancak Avcı’nın arkadaşı Kılıç’ın avukatı “milliyetçi” kimliğiyle tanınan ve Ergenekon soruşturmasında dinlemeye takıldıktan sonra istifa eden bir savcıydı. Bunu nereye koymamız lazım…Kılıç'ın avukatının kimliği diğer örgüt avukatlarının kimliğinden çok ayrıydı.



Avcı’nın Devrimci Karargah örgütü üyesi olduğu iddia edilen Kılıç’la bu şaibeli ilişkisi dışında uyuşturucu çetesi kapsamında yargılanan Emniyet Genel Müdür yardımcısı Emin Arslan’a da kefilliği dikkat çekici. Avcı, 28 Mayıs 2010’daki duruşmada tanık olarak ifade verip Arslan’a kefil oldu. Avcı, Arslan’ın tutuklanmasını yine “cemaat”e bağladı. Emin Arslan,- Türkiye’nin iki numaralı emniyetçisiydi- bu davada Türkiye’nin en büyük uyuşturucu kaçakçısıyla irtibatlı ve onun muhbiri olduğunu söylüyor.Arslan’ın oğlu da uyuşturucu ticareti yapan çetenin iş ortağı. Bu olayda Avcı, nerede duruyor, amacı ne, Türkiye’nin iki numaralı emniyetçisinin uyuşturucu çetesiyle ilişkisinin amacı ne olabilir? Sadece “muhbir” gibi muğlak bir kavramla açıklanabilir mi? Bu durumun Susurluk sürecinde Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar’ın Abdullah Çatlı’ya silah ruhsatı vermesinden bir farkı var mı? 1990’lı yıllarda Susurluk’un kirli ilişkileri çözülemedi, hukuk işletilemedi? Şimdi işletilmesi suç mu? Avcı’nın devrimci Karargah örgütünden dinlenen kişiye ‘dinleniyorsun’ diye bilgi vermesi Mehmet Ali Ağca’nın cezaevinden kaçırılması eylemlerinden hukuki anlamda çok mu farklı? Cevap belki bu; “Hanefi Avcı tutuklandı, çünkü burası hukuk devleti…” ama bunu dava açılınca göreceğiz.Delilleri görüp, o zaman tutuklama gerekçesini anlayacağız. Onun için şimdiden "bir kitap yazdı tutuklandı" moduna girmeyelim...NE YANİ, KİTAP YAZDI VE YANLIŞ ANLAŞILIR DİYE SUÇ İŞLESE BİLE BİR KİŞİ TUTUKLANMAYACAK MI?

Gündem - [Haber Analiz] Yargıtay kendi içtihatlarını yok sayıyor - ZAMAN GAZETESİ [İnternetin İlk Türk Gazetesi]

Gündem - [Haber Analiz] Yargıtay kendi içtihatlarını yok sayıyor - ZAMAN GAZETESİ [İnternetin İlk Türk Gazetesi]