Çarşamba, Eylül 19, 2012

TESEV TOPLANTISINDA ALİ BAYRAMOĞLU İLE GEÇEN DİYALOGUN SES KAYDI ÇÖZÜM METNİ......

TESEV’in “Referandumdan sonra HSYK” başlıklı toplantısında, Ali Bayramoğlu ile aramda geçen diyalog aynen aşağıdaki gibidir. Ankara’da HSYK ve YARSAV gibi kurumların temsilcilerinin katıldığı toplantı 3. Yargı paketinin 2 Temmuz 2012’de TBMM’den geçmesinden önce yapılmış. Dolayısıyla ÖYM’ler gündeme gelmiş ve tartışılmış. Buna ilişkin ayrıntılı değerlendirmeler var. HSYK 1. Dairesi başkanı İbrahim Okur’un da görüşleri var. Ben bu noktada ÖYM konusunun nasıl tartışıldığına, kaldırılması konusunda herhangi bir çekince dile getirilip getirilmediğini sordum. O toplantıya katılanlardan sadece Ali Bayramoğlu salonda olduğu için doğal olarak muhatabım oydu. Ama aynı soruyu diğer konuşmacılar olan Reşat Petek ve Mehmet Uçum’a da sordum. BÜŞRA ERDAL: (Özetle)“Savcılar geçmişte 12 Eylül, Şemdinli gibi soruşturmalarda görevlerinden alındı. Yargıda bu konuda travma oluştu. Son olarak çok önemli davalara bakmış ÖYM’lerin kaldırılması bugünkü hakim-savcılar üzerinde nasıl bir etkiye neden olabilir, geçmişteki gibi bir travmatik durum olabilir mi,ileride ciddi olaylar üzerine gitmede motivasyon olarak olumlu-olumsuz etkisi olabilir mi, bu konuda HSYK’nın yaklaşımı nasıl yansıdı toplantıya?” mealinde soru yönelttim… ALİ BAYRAMOĞLU: Sizinki bir görüş. Ben sizin görüşlerinizi biliyorum ayrıca o konuda çok angaje bir gazetecisiniz. Herkes böyle düşünmüyor. Özellikle ibrahim Okur ve arkadaşları dahil olmak üzere Türkiye’nin son 10 yılda siyasi anlamda bir iddianame çöplüğü haline geldiği kanaatini taşıyorum. Hakikaten önümüzdeki yıllarda hukuk tarihçileri bütün hazırlanmış olan iddianamelerin içeriğini, polis fezlekeleri ile iddianameler arasındaki paralelliklere, delilerin niteliğine baktıkları zaman ciddi sorunlarla karşılaşacaklar. Türkiye’de adliye son derece önemli bir fonksiyon yapmıştır. Benim kişisel kanaatimi soruyorsanız Türkiye’nin değişiminde özel yetkili mahkemelere ve savcılıkların girişimlerini takdirle karşılıyoruz. Şahsen… Fakat bu politik fonksiyon, hukuki ve etik sorunlar yaratmaya başladığı andan itibaren sorun olarak karşımıza çıkar ve siz demokratsanız, liberalseniz, hukuk devletine inanıyorsanız önce bu soruları sorarsınız. Savcıların ve hakimlerin motivasyonu meselesi Fatih Terim tarzı bir meseledir. O başka bir şey. Bu motivasyonlarla demokrasi yol almaz. Demokrasi kurallarla, ilkelerle yol alır. Değişim sürecinde adli temizlik dokularında doğru istikametler olduğu gibi sorunlu pistler de vardır. Bu sorunlu pistler konusunda hepimizin fikir beyan etmesi son derece tabiidir. İbrahim Okur’un kanaatini soruyorsanız. O da Türkiye’nin bir iddianame çöplüğüne dönüştüğü kanaatindedir. Tek başına o değil, pek çok muhafazakar, iktidara yakın kesim de bunun gibi düşünüyor. Bu politik ayrışmalardan kaynaklanmıyor. Hakkaten giden ve artan oranda Türkiye’deki bir dokuyla ilgili sorunlardan kaynaklanıyor. Onun için Özel Yetkili Mahkemelere yandaş olmak, onlara karşı olmak, yada onlara karış olanlara sizin tweetlerinizde olduğunuz gibi karalamak işlerine soyunmayın biraz daha gazetecilik yapın, kardeşim. Bu arada size cevap verme fırsatım oldu, hakkımda yazdığınız yüzlerce sevimli…. REŞAT PETEK: Bu ortamda böyle öncesi olan karşılıklı değerlendirmeler… Ali BAYRAMOĞLU: Bunun öncesi sonrası yok. Kişisel değerlendirmeler filan da değil bunlar. Bunlar cemaat adına tetikçilik yapılan arkadaşlarla bizler arasındaki bir mesele burada soru soruluyorsa bu arkadaşlar da cevaplarını alır lütfen siz bu konuya müdahale etmeden cevap verin. REŞAT PETEK: Ben de görüşümü müsaade edin….. ALİ BAYRAMOĞLU: Ama bizim üstümüzden olmasın. REŞAT PETEK:Demokrat olacaksınız… ALİ BAYRAMOĞLU: Hakimlik yapmayın… Kendi kanaatinizi söyleyin. REŞAT PETEK: Müsaade edin ben sizden bahsetmiyorum. Demokratsak, hukukun üstünlüğünü savunuyorsak bu noktada elbette objektif kriterleri herkesin nazara alması lazım. Ben sayın ali Bayramoğlu’na karşı yıkıcı bir takım yazılar yazıldığında da tepki için ortaya koyan ilk yazarlardan hukukçulardan biriyim. Bundan da onur duyarım çünkü doğrular bir noktada buluşur. ALİ BAYRAMOĞLU:Doğrular kimsenin tekelinde değil. Ama girmeyin bu konuya… REŞAT PETEK: Ama otoriter bir yaklaşımla, sorulan soruyu kısıtlarsak böyle toplantıları zor yaparız. ALİ BAYRAMOĞLU:Efendim size ne bundan. Size ne bundan. REŞAT PETEK :Niye davet ettiniz o zaman? ALİ BAYRAMOĞLU :Benim cevabımdan size ne ? Sizi işinize bakın cevabınızı verin… REŞAT PETEK: Bu yargısal bir tartışmaysa burada o zaman ben… Bunu açıklasaydınız o zaman davet ederken, ‘Ali Bayramoğlu’nun müsaade etmediği şeyler konuşulmayacak’ deseydiniz ona göre hazırlıklı gelirdik. ALİ BAYRAMOĞLU: Benim verdiğim cevap üzerine etik ve ahlaki yorum yapmayın. Kendi işinize bakın diyorum. Hanfendiye bir cevap verdim o benimle onun arasında size ne oluyor. Hakimlik yapmaya gerek yok ki… REŞAT PETEK: Ben hakimlik yapmıyorum bende görüşlerimi açıklıyorum. Kusura bakmayın. Talimat verip de talimatla beni… ALİ BAYRAMOĞLU :Ben kimseye talimat vermiyorum. REŞAT PETEK : Ama diyorsunuz ki ‘bunu konuşamazsınız’ Ben konuşurum. Ben size şahsi bir şey söylemiyorum. ....Konuşmalar devam ediyor…(BU ARADA SORUMA Avukat Mehmet Uçum bey de cevap veriyor..) BÜŞRA ERDAL: Tekrar bir şey söyleyeceğim. Kısa bir şey çünkü çok ağır bir saldırı oldu. Sayın Ali Bey ile ilgili ben hiçbir şekilde gazeteye yazı yazmadım. Sadece twitlerimde şahsi hesabımda bir iki yazdığım şeyi bu kadar ağır ve cemaatin tetikçisi şekilde söylemesi çok ağır bir itham. Ben cemaat diye bir kurumu temsil etmiyorum, Büşra Erdal olarak gazeteciyim ve gördüğüm yanlış yada katılmadığım şeyleri twitterda yazdım. Olay bundan ibaret. Benim köşem yok, muhabirim… ALİ BAYRAMOĞLU: Siz tetikçisiniz… BÜŞRA ERDAL: Katılmıyorum bu sözlerine çok ağır… Haksız… ALİ BAYRAMOĞLU: Ağır olsun, siz tetikçisiniz. BÜŞRA ERDAL: İade ediyorum. ALİ BAYRAMOĞLU: İnsanları karalayan bir tetikçisiniz. Cemaat sizin gibi insanlar yüzünden karanlık yerlere gidiyor kanaatimi soracaksan… (Ben bu son sözler üzerine de salondan ayrıldım)

1 yorum:

  1. ali bayramoğlu'dan, ta eski zamanlardan beri hiç hoşlanmadım. tipini de, yazı tarzını da, üslubunu da hep soğuk ve itici buldum. 2005'te bir toplantıda karşılaştık, düşüncelerimde pek yanılmadığımı o zaman da farkettim...

    size bu şekilde davranmasına hiç şaşırmadım. bu adamın yapısı, karakteri budur.

    YanıtlaSil