Perşembe, Nisan 04, 2013

ki parmak izin bile aynı…(30 eylül 2009, ceylan'ın ardından)


                                           

Ki son eylül, Ceylan senin eylülün.. Gittin, bizimle aynılığını bırakarak geride.


Geriye adımlarımızla aynı adımların, ellerinin içi, avuçların, parmak uçların, parmak izin kaldı, hepsi bizimkiyle aynı. İçinde şeytanlık bile yok denecek kadar az, bakışların yaprak toplayan ellerinden daha naif ve yüreğin. Ceylansın, adım adım sekersin, bir havan topunun önünde ki, havan topu ceylan sekmelerinden daha hızlı, avlanırsın, bir dağ başında, ki korkuyormuşsundur belki, içinde ürperti, ayak sesleri duyuyormuşsundur gerçek olmayan, ama gerçek olan havan sesinden kaçamamışsındır, o kadar hızlı. 


Yürek sesin bile aynı, korkarım ki hayallerin bile. Bu yüzden yaşadıklarımızdan korkarım senin olmayan hayallerin diye, ceylan, bakışların da ürkektir adın gibi, ve ben korkarım şimdi senin yarım kalan hayallerini yaşıyor olmaktan. 


Ki ceylan… kulakların en güzel şarkıları duyarken,sağırların dünyasında yaşadığını, gözlerin bin bir renk kır çiçeklerini görürken, körlerin dünyasında yaşadığını, en güzel, en gizli şiirleri okurken sen, dilsizlerin dünyasında yaşadığını bilmezsin. Bilmezdin. Şimdi yapayalnız ruhun, hiç korkmamıştın şimdiye kadar… ama şimdi korkuyorsundur belki, yalnızlıktan. Gelip yanına uzansak bütün kızlar kadınlar ve çocuklar.. gelsek, sessizlik korosuyla, huzur içinde yüreğimizi dinler misin yoksa artık çok mu geç?  


Seni topluyoruz, gidişinin ardından, ama o kadar çoksun ki…


 Dokunup dokunup çekiyorum elimi… elim şimdi adımlarını topluyor, biraz bakışlarını, gülüşlerini, takılıp kalan ağaç dallarından, patikada ardından iz bırakan gözyaşlarını, bütün söylediğin ya da söylemiş olma ihtimalin bulunan sözlerini, kardeşlerini sevmeni, okuldaki çocuklarla kavga etmeni,  12 yaşında koca bir kadın gibi çalışmanı ve aslında çocuk hayallerini,  zaman bulduğunda, otların arasına sıkıştırdığın kır çiçeklerini.. seninle ilgili kendin dışında bırakmış olma ihtimalin olan her şeyi topluyoruz, acını değil sadece. Biz Çingene ruhluyuz şimdi, sana ait ne bulursak torbamıza atıyoruz, bir tek acın çok ağır, bütün kadınlar, kızlar, çocuklar acın ağır, taşıyamıyoruz. Hepimiz yaşlandık. El ele verirsek, bundan sonra hiçbir Ceylan ölmezse, belki o zaman iyileşir ruhumuz. 


Vicdanımda korkunç bir yara,yara bere içinde tüm duygularım, ne zaman iyileşir bilmem, nereye bağlanır onca söz, sözsüzlükten kırılırken biz, sana ait düşleri yaşatmak için onlarca yüzlerce ceylan yaşatmak geçiyor içimden..  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder