ŞEYH EDEBALİ’YE,
MALHUNHATUN RUHUNA SAVAŞ AÇMAK..
Şanlı Türk polisi, son zamanlardaki başarılı operasyonlarından
birini benim de öğrencisi olmaktan onur duyduğum Yamanlar kolejine yaptı.
Polis yelekli, polis şapkalı
silahlı adamlar,ülkenin sayılı liselerinden birinin
bahçesinde, sınıflarında öğretmen odalarında gezip terör örgütü delili
aradılar.Şaşırtıcı ve iç burkucu bir görüntü. Baskın vardı, ayak sesleri
koridorlarda, talimatları havada asılı zil sesinin ahengini
bozmaya niyet eder gibiydi. Bellerindeki silahlar, eğitim yuvasının, okulun
saflığına gölge düşürür cinsten. Oraya uymayan başka bir dünyanın
başka bir ortamın canlıları gibiydiler, nitekim geldikleri gibi gittiler. Giderken neler
bulduklarını da söylemediler ama gezindikleri , ellerini attıkları yerlere
bakınca, lise hazırlıkta İngilizce sınavından pek sevinerek aldığım notumu delil
olarak bulmuş olabilirler, diye aklıma geldi. Bir örneğini bana verselerdi
sevinirdim, çünkü çok değerliydi. Sınıflara kulak kabarttılarsa, severek ezberlediğimiz
‘my lady d'arbanville’ şarkısını duymuş olabilirler sesimizden. Belki Speed
filminin kasetini bulup suç delili olarak dosyaya koymuş bile olabilirler. Ne bulduklarını
bilmiyoruz, neyi delil yaptılar ama gördüğümüz bir şey var ki, onlar bir
değerler bütününe, bir hakikat silsilesine savaş açmış sahiplerinin emir eri
olarak oradaydılar.
Onlar Şeyh Edebali’ye savaş açan bir bozguncuyu temsilen
geldiler. Şeyh Edebali de nereden çıktı diyebilirsiniz. “Benim yamanlar’ım” sadece Yamanlar değil, benimki“Yamanlar
Malhunhatunum”..
Okuldayken daha epey küçüktük tabi, isme takılırdık. Neden
“Malhunhatun”, başka bir isim mi yoktu.. İzmir’de bilgi yarışmalarındaki ezeli
rakiplerimizin “mal” aşağılamalı sloganlarına maruz kalacak ne yapmış
olabilirdik ki.. Dedim ya küçüktük.. Nerden bilecektik Malhunhatun’un
Şeyh Edebali’nin kızı, koskoca, cihanşümul Osmanlı imparatorluğunun kurucusu
Osman gazinin eşi olduğunu. Gerçi bilsek de o yaşlarda ne kadar idrak
edebilirdik. O Malhunhatun ki, Şeyh Edebalinin gönlünden kopup Osman gazinin
gönlüne giren bir nur, o Malhunhatun ki, hanedanlığın annesi, ilk sultan.. Şeyh
Edebali’nin dilden dile dolaşan nasihatlerinden sonra “Sen, Ertuğrul Gazi oğlu
Osman, babandan sonra bey olacaksın. Kızım Malhun Hatun ile evleneceksin.
Benden çıkıp sana gelen nur budur. Sizin soyunuzdan nice padişahlar gelecek ve
nice devletleri bir çatı altında toplayacaklar, Allah nice insanın İslam'a kavuşmasına
senin soyunu vesile edecektir” diyerek Osman
gaziye en güzel hediyesi..
Ve yıllar sonra iyi ki okul için o güzel isim düşünülmüş de
o nurlu ismin duası altında okumuşuz, diyorum.. İyi ki güzel bir duanın içinde
olup, Yamanlar Malhunhatun’a düşmüş yolumuz. Okulumuzda, müdüründen çaycısına,
şoföründen öğretmenine fedakarlık, güler yüz ve sabır timsali insanlarla bir
arada büyümüşüz. Büyümüşüz de olgunlaşmış ruhumuz. Edebali’nin “Yolcu, buruk
baş gerek,Gözde daim yaş gerek , Huy biraz yavaş gerek, Yoksa yollar aşılmaz” dizelerini yaşatan şoför Süha abi, Hazal hocanın samimiyeti rehberliğinde..
Yamanlar Malhunhatun mezunları, öğrencileri olarak size acıyoruz
Biz ise Yamanlar Malhunhatun mezunları, öğrencileri olarak size, bozgunculara bakıp sadece acıyoruz. Okulumuzu, öğretmenlerimizi bırakın, istediğiniz sorgulamayı bize yapın da cevap verelim; yıllar boyunca gece gündüz demeyip bizi düşünen, derslerle yetinmeyip akşam yurtta, etütlerde yanımızda kalan öğretmenlerimizi anlatalım, tabi örgütsel faaliyet kapsamında! Sadece üniversite hayali değil iyi bir insan olma yolunda Fizik, Coğrafya derslerinden değil İnsanlık dersinde bizi sınıfta bırakmadıklarını söyleyelim. Ailelerimize kadar bizi tanıyıp, gerektiğinde abla, anne, arkadaş gibi elimizi tuttuklarını, yıllar sonra bile en zor zamanlarımızda yanımızda olduklarını eklemeden geçmeyelim.. Tabi örgütsel faaliyet kapsamında !.. Mezun olsak da öğrencisi olmaktan çıkmadığımız Selda hoca, Ayşen hoca, Vildan Hoca, Ayperi hocayı anlatalım da gözünüz öğretmen görsün.
Hocaların suçu hiç yok mu? Var tabi olmaz mı, matematikten bir defa düşük not veren Sibel hocamı bu açıdan ihbar edebilirim mesela? Hatice hocama dokunmayın ama, yazım kötü olduğundan, okuyamadığı için düşük not verdi,sonra yazılı kağıdımı bana okutunca 95’e yükseltti notumu.
Biraz da etkin pişmanlıktan faydalanıp, lise 1’de etüt kaynatmak için öğretmen kürsüsüne geçip başbakan adayı olarak tüm sınıfa miting yaptığımı itiraf etsem darbe teşebbüsü sayar mısınız bilmem. Ama öğretmenlerimin haberi yoktu sayın sulh ceza hakimi, pişmanım!
İşte, okulumuzun toplam suç hanesi bu, ne ceza verirsiniz bilmem ama bildiğim ve gördüğüm bir şey var; Siz bozguncusunuz, Malhunhatun ruhuna savaş açtınız. Siz eğitim kurumlarına savaş açarak zaten en başta kaybettiğiniz bir savaşı başlattınız, en iyisi daha da rezil olmadan bu savaşı bitirin.
Kur'ân-ı Kerîm'de mealen; "Allah size emanetleri mutlaka ehline vermenizi...emrediyor..." (Nisa 4/58) deniyor. Öğrenciler okula, öğretmenlere geleceğin bir emanetidir.. Yamanlar da o emanetlerin ehli, bu hep böyle oldu bundan sonra da öyle olacak. Sebeplere müdahale edebilirsiniz ama eliniz Zümrüt-ü Anka’mıza ulaşamayacak.